SSCB’nin dağılmasıyla birlikte, Orta Asya’da büyük oyunun yeniden oynanmaya başlanacağı yönünde bir görüş tüm dünyada egemen oldu. 1992 Şubatı’nda Newsweek dergisindeki bir makalenin ismi şöyleydi: Eski satranç tahtasında tehlikeli yeni taşlar (Old Chessboard, Dangerous New Pieces). Aynı sayıdaki bir başka makalede (Central Asia: The Great Game, Chapter Two) ise 1900’lerin başında bölgede Rusya ve İngiltere arasında yaşanan güç mücadelesine atıfta bulunulup bugün de ABD, İran, Türkiye, Pakistan, Suudi Arabistan gibi yeni ülkelerin katılımıyla büyük oyunun yeniden başladığı iddiası dile getiriliyordu[1].
19. yy’daki İngiliz çıkarlarıyla Rus çıkarlarının kapıştığı büyük oyuna benzeyen bugünkü mücadele, jeopolitik ve petrol unsurlarını içermektedir. SSCB sonrasında siyasal literatüre Avrasya (Eurasia) yeni bir kavram olarak girmiştir. Bu kavram coğrafi olarak Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar olan bölgeyi kapsamaktadır. Petrol ve doğalgaz üzerinde büyük çekişmelerin yaşandığı Orta Asya, Avrasya coğrafyasında yer almaktadır. Öte yandan 20. yüzyılın büyük jeopolitik teorilerinden Mackinder’in Kara Hakimiyeti Teorisi de Avrasya orijinli bir teoridir. Avrupa ve Asya’yı Avrasya olarak tanımlayan Mackinder’e göre bugünkü Rusya coğrafyasının Avrupa bölümüne hakim olan, Orta Asya’yı da kapsayan merkez bölgesine, merkez bölgesine hakim olan dünya adasına (Asya – Avrupa – Afrika) hakim olabilir. Dünya adasına hakim olan dünyaya hakim olabilir. Avrasya bölgesindeki petrol rezervleri dünya petrol rezervlerinin %8’ini oluşturmaktadır. Bu bölgedeki petrol üretimi, Suudi Arabistan ve ABD’den sonra üçüncü sıradadır. Rusya Federasyonu’nda 6800, Kazakistan’da 720, Azerbaycan’da 185, Türkmenistan’da 160 milyon ton rezerv bulunmaktadır.[2]
Orta Asya’da Petrol
Asya’da, Kafkasya ve Tibet’in en eski halkları topraktan yükselen ateşlenmiş nafta demetlerini ilahi belirtiler olarak kabul ederek saygı gösterirlerdi. Tarihte ilk olarak Sümerler’in, Asurlular’ın, Babilliler’in kullanmış olduğu petrol Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde Araplar ve Persler tarafından askeri amaçlı olarak kullanılmıştır. Avrupalıların petrolle tanışmalarıysa onikinci yüzyılda Arapların İspanyayı fethederken yine askeri amaçla bu doğa harikasını kullanmalarıyla olmuştur.
Onuncu asırda otomobilin ve diğer petrole dayalı enerji kuvvetiyle çalışan araçların icadı petrolün önemini artırıp, petrol üreticisi ve tüketicisi konumundaki devletlerin dış siyasetlerinde belirgin rol üstlenmeye başladı.
Endustri devrimi yıllarında kömürün egemenliğiyle başlayan sürecin hemen ardından enerji üretiminde petrolün hemen damgasını vurduğu görülür. Petrol ve gaz şimdilik en önemli enerji kaynağı olmakla birlikte ilerleyen yıllarda daha ekonomik, çevre ve insan saglığı açısından daha iyi enerji kaynakları bulunacağı aşikardır. Ne var ki, bugün için fosil kaynaklar dediğimiz kömür, petrol ve doğal gaz; dünya birincil enerji üretimi içndeki toplam %85 lik paylarıile ezici bir ağırlık taşımaktadırlar. Teknolojinin bugünkü ulastığı noktada ve yapılan tahminler doğrultusunda, 2020 yılında doğal gaz’ın pazardaki payını; petrol, kömür ve nükleer enerjiden aldığı paylarla yaklaşık %7 artıracağı öngörülmektedir. 21. yüzyıldada fosil kaynaklar, enerji uretiminde kritik ve ezici ağırlıklarını sürdüreceklerdir.[3]
Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte dünyada kutup diyebileceğimiz güçlerin bölgeyle yakından ilgilenmelerinin altında yatan en buyuk faktör petrol olarak görülmektedir. Gittikçe artan hammadde ihtiyaci, petrolun dis politika uzerindeki gücü gibi etkenler pastadan pay kapma ihtiyaci hisseden devletler için, dünyanın en buyuk petrol yataklarının yeraldığı bu bölgeyi cazibedar kılmaktadır. İçinde bulunduğumuz zaman itibariyle Orta Asya’da ve Hazar denizinde(veya gölünde) 40 milyar varillik bir petrol rezervinin var oldugu sanilmaktadir. Önümüzdeki yıllarda araştırmaların kesinlik kazanmasıyla bu rakamın 100 ile 200 milyar varil civarinda bir seviyeye çıkacağı bekleniyor. Basra korfezinde Kuveytin toplam rezervinin 97 milyar varil oldugunu düşünürsek, bölgenin uluslararası rekabet ortamında gün geçtikçe neden daha fazla önem kazandığını anlayabiliriz.[4]
Hazar denizi ve civarindaki petrol rezervlerinin miktari ve bunun dünya rezervleri içindeki payına yönelik çok deyişik rakamlar, çesitli ortamlarda öne sürülmektedir. Bu rakamların, ciddi boyutlarda farklılıklar gösterdiği de dikkatli gözlerden kaçmamaktadır. Bu farklıklar, üretilebilir rezerv, olası rezerv gibi tanımların, konuyu yeterince bilmeyen kesimlerce karıştırılmasından kaynaklandığı gibi, rezerv tanımları konusunda yeterince bilgili bazı kesimlerin(örneyin dev petrol şirketi yöneticileri, kaynakların yeraldığı ülkelerin yöneticileri), kendi şirket ya da ülkelerinin çıkarları doğrultusunda, rezervleri yüksek ya da düşük gösterebilmektedirler.[5]Uluslararası enerji ajansına gore[6], Orta Asya ve TransKafkasya’nın ispatlanmış ve üretilebilir petrol rezervleri 15-45 milyar arasındadır. Olası rezervler ise,70-150 milyardır. Bu rakamlar, ABD ulusal guvenlik eski Danışmanlar’ından Rosemarie Forsythe’in araştırmalarında[7], olası ve ispatlanmış petrol rezervlerinin toplamı olarak belirttiği 200 milyar rakamı ile, iyimser tahmin aralığında paralellik arzetmektedir. AIOC’nin ilk başkanı Terrence (terry) Adams ise, Azerbaycan ve Kazakistan’ın Hazar civarindaki ispatlanmış rezervler toplamını 27.5 milyar varil, olası rezervler toplamını, 40-60 milyar varil olarak belirtmektedir.[8] Son donemde Kazakistan’in Kasagan sahasında OKIOC adli konsorsiyum tarafindan bulunan ve ihtva ettigi petrol miktarinin 1-2 yil icinde açıklanması beklenen rezervler, birkaç yıl önce yapılan söz konusu değerlendirmedeki olası rezerv tanımları kapsamında değerlendirilmelidir.[9]
Tüm Dünya için Orta Asya petrolü dünyada varolan diğer kaynaklara önemli bir alternatif sunuyor. Tüm Dünya”da enerji ihtiyaci her geçen gün artmakta. Uluslararası Enerji Komisyonu”nun araştırmalarına göre yalnızca Çin Halk Cumhuriyeti”nin petrol ihtiyacı 2010 senesine kadar senelik %5″lik bir hızla artacak.Ve son yirmi sene içinde yeni petrol rezervleri keşfedilmiş olsa bile Hazar Denizi ve Orta Asya petrolünün önemi coğrafi konumu itibariyle tartışılmaz. Çünkü Orta Asya ve Transkafkasya yeniden canlanan eski ticaret yollarının kavşak noktasında.[10]
PETROLÜN TARİHİ GELİŞİMİ
20.yy”a damgasını vuran petrolün bir sanayi kolu olarak doğuşu 19.yy”ın ortalarına rastlamaktadır. 1800″lü yılların ortalarında Kanadalı Abraham Gesner”in doğal olarak yeryüzüne sızan petrolden gazyağı rafine edişi, petrol sanayinin doğuşunu simgelemektedir. Gerçekte gazyağının üretilişi, aydınlanma alanında tam bir devrim olmuş ve gazyağına çok kısa sürede büyük talep doğmuştur.
Ticari amaçlı ilk petrol arama faaliyeti “Pensilvania Rock Oil Company” isimli bir şirket tarafından 1850″li yılların sonlarına doğru ABD”nin Pensilvania eyaletinde gerçekleştirilmiştir. O yıllarda su pınarlarından habbeler halinde ve tuz kuyularına sızıntı halinde gelen “Kaya Yağı” (Taşyağı) olarak adlandırılan petrol, kumaşlara emdirilerek toplanıyor, ilaç olarak kullanıldığı gibi, aydınlatmada da kullanılıyordu. Bununla birlikte taşyağı uzun süredir biliniyor ve yüzyıllardır çeşitli işlerde kullanılıyordu. Rum ateşi birçok savaşın korkulan silahıydı; Fenikeliler gemilerini ziftli maddelerle sıvayan tek ulus oldukları için denizcilikte üstünlük sağlamışlardı. Kızılderililerin mabetlerinde yanan meşalelerin de petrolle karışık olduğuna muhakkak nazarı ile bakılmaktadır.
Pensilvania eyaletindeki Titusville kuyularını açan Albay Drake”nin buluşunun açıklanması, kısa bir süre içinde, petrol özlemiyle yanan serüvencilerin bir yarışa girmelerine yol açtı; bu kişiler en fazla petrolü elde etmek için, mümkün olan en büyük hızla, en çok sayıda kuyu açmaya çalıştılar. Sonuçta, 1859 yılında varili 2 Dolar olan petrolün, 23 yaşındaki John Davidson Rockefeller”in bu konuyla ilgilenmeye başladığı 1862 yılında varili 10 sente düşmüştü. Endüstri devriminin hızlanması ve yayılmasıyla buhar enerjisinin kullanımı da artmış ve buna koşut olarak kömür, enerji sağlayan başlıca hammadde olarak önem kazanmıştır. Petrolün enerji sağlayan kaynaklar arasında büyük ölçüde önem kazanması ve uluslararası ilişkilerde temel güç olması ise Birinci Dünya savaşının sonrasına rastlar.
19. yüzyılda Amerikan ve dünya petrol endüstrisine büyük oranda, yaklaşık yarım yüzyıl egemen olan kişi Rockefeller”dir. 1870″te Standart Oil of Ohio”yu kuran Rockefeller, adından anlaşılacağı gibi standart nitelikli ürünlerin piyasaya sürülmesi hedefiyle hareket etti.
HAZAR BÖLGESİNDE PETROLÜN TARİHİ GELİŞİMİ
Özellikle Azerbaycan tarihinde, başkent Bakü ilk günlerinden beri petrol ile ayrılmaz bir durumda olmuşlardır. Bakü”de 2600 yıldır insanların yanan suyun değerini bildikleri ve insan yaşamının olmadığı Hazar Bölgelerinden elde edilen petrolle ateşler yakıldığı belirtilmektedir. Hatta petrol, Arapların kullandığı meşhur Rum ateşinin elementlerinden birisi idi.[11] Petrol çıkarımına ilişkin ilk gerçekçi bilgiler, Bakü”nün yerleşik bulunduğu Apşeron (Abzheron) yarımadasındaki petrol çıkarımına ilişkin olarak 7. ve 8. yy”a kadar dayanmaktadır. Bu dönemde petrol çok ilkel ve doğal yollarla elde ediliyordu. 10. yy “da Arap gezginlerinden Marudee, Bakü”de hem siyah, hem de beyaz petrolün doğal yollarla çıkarıldığını belirtmişlerdir.
Zerdüşt dininin önemli simgelerinden olan ateşe tapmada, petrolün yakılmasıyla birlikte, Bakü, Zerdüştler için kutsal ibadet mekanlarından birisi oldu. Bakü bölgesine dünyanın farklı yerlerinden ziyarete gelenler vardı ve bu bölgede üç önemli tapınak vardı ; Surahany, Prallahy adasında ve Suhubanu Dağında. (12)
Petrol doğal olarak ticari gelişimi de beraberinde getirdi ve doğudan batıya, kuzeyden güneye komşulara uzandı. Kaplarla yüklü deve kervanları Bakü”de elde edilen petrolü, diğer ülkelere taşıdılar. Talebin artışı ile birlikte yeni petrol arama sahaları açıldı. 1594″te Bakü” nün bir semti olan Bulakhan” da 35 m. derinde Mamed Nuroğlu isimli bir işçi tekne ile bir kuyu açmıştı. 1827″de Rus maden mühendislerinden Voscoboynikov bu kuyuları tespit etmiştir. Artık 19.yy”ın sonunda Bakü, dünya çapında siyah altın başkenti olarak yayıldı. Bu bölgede ilk petrol kuyusu 1847″de Bibi Eybat petrol bölgesinde, Rus mühendis Semenov tarafından sondajlandı.
1850″ de dünya petrol üretimi 300 tona ulaştı. 1881″de bu 4.4 milyon ton olmuştur. 1891″de ise 22.5 milyar tona ulaşmıştır ki bunun 9.5 milyar tonu ABD”den, 11.4 milyar tonu ise %95″i Azerbaycan”dan gelen Rus petrollerinden oluşuyordu. 1890″lara gelindiğinde Bakü çevresinde yer alan 3000 kuyudan 2000 “i endüstriyel düzeyde üretim yapıyordu.[13]
Nobel kardeşlerin Bakü petrollerinde ayrı bir önemi vardır. Kardeşi Ludwig ile birlikte Robert Nobel 1873″te Bakü”de kurdukları petrol endüstrisi ile Nobel kardeşler Petrol Üretim Ortaklığı”nı faaliyete geçirmişlerdir. Hazar”a ilk tanker getiren Nobel kardeşler, tam bir tanker filosu inşasına girişmişler; Moses, Spinoza ve Darwin gibi isimleri bu tankerlere vermişlerdir. Taşımacılıkta demir yolu tankerlerini de ilk kez Nobel kardeşler faaliyete geçirdiler. Boru hattı ve depolama gibi işleri de geliştiren modernizasyon, kısa sürede Nobel kardeşleri bu alanda lider yaptı. Rothschild ve Shell şirketlerinin de faaliyetleri ile ticari üretimin %75″ini bu üç şirket elinde bulundurmaya başladı.
1897-1907 yılları arasında dünyanın en uzun boru hattı Bakü” den Batum”a 833 km.lik bir hatla yapıldı. 1883″teki Bakü”den Tiflis”e inşa edilen demiryolu, taşımacılığı kolaylaştırdı. Petrol önderlerinin yeni organizasyonları da beraberinde geldi. 1884″de Petrol Üreticileri Kongresi”ni kurdular. Kütüphane, okul, hastane gibi oluşumlar da gerçekleşti. 1884-1890 arası, konseye Ludwig Nobel önderlik etti.[14]
Azerbaycan”da, zamanla gelişen şehirlerden bugün Sumgait büyük ölçüde petrolle ilgili ürünlerle ilgilenen kimyasal endüstrinin en büyüklerindendir ve komşu ülkelere de kimyasal ürünler ihraç etmektedir. Ali-Bayrami petrolle birlikte gelişen diğer bir şehirdir. Naftalan, özel hastalıklara iyi geldiği varsayılan beyaz petrolün üretildiği, dünyanın dört bir yanından insanların geldiği bir şehirdir.
1872-1913 yılları arasında, Bakü bölgesinde ki petrol çıkarımı, Rusya”daki tüm petrol çıkarımının %95″i-%97″sini ve dünyadaki üretimin %50″den fazlasını kapsıyordu. Buna karşın 20.yy başlarında Bakü”de petrol üretimi önemli ölçüde gerileme gösterdi. Bunun nedenleri arasında, eski teknoloji ve sondajlama, aşırı üretim, şirketlerin damping politikaları ve aşırı yüksek vergiler vardır. Bakü bölgesinin Rus İmparatorluğundaki devrimci hareketin merkezi haline gelmesi ve büyük güçler arasında petrol zengini Azerbaycan”ın etki alanına alınması için süregelen çekişme, 1.Dünya Savaşı ve Rusya”daki iç savaşta, petrol endüstrisinin gelişiminde engel oluşturmuştur.
SOVYETLER BİRLİĞİ DÖNEMİNDE PETROLÜN GELİŞİMİ
1917 devrimi, Rusya”da ve daha sonra SSCB”de petrol endüstrisinde yeni gelişmeleri beraberinde getirmiştir. 1918″de petrol arazileri millileştirildi ve bir petrol komitesi petrol endüstrisini denetlemek üzere kuruldu. Bakü petrollerinin yeni sahipleri I. Dünya Savaşı ve Azerbaycan”da 1917-1918″ deki devrimci hareketleri ile bağlantılı karmaşık problemlerle karşı karşıya kaldılar. Ülke ekonomisi ve daha çok petrol endüstrisi büyük bir düşüş yaşadı. Kuzey Kafkaslardaki Bolşevik zaferinden ve Azerbaycan Demokratik Cumhuriyetinin tasfiyesinden sonra, petrol bölgesinin esas kontrolü Sovyet güçlerin eline geçmiş oldu.[15]
Yeni ekonomi politikasıyla birlikte belirlenen sınırlar dahilinde, BP, Standart Oil ve Amerikan Barnsdall, İtalya-Belçika, Japonya ve Almanya gibi batılı ülkelerin petrol şirketlerine, Sovyet petrolünün çıkarılması ve ihracatı için imtiyazlar verildi. Bu faaliyetler petrol endüstrisine bir canlılık getirdi. 1930″lara gelindiğinde ise bütün yabancı firmaların imtiyazları alındı.[16] Sonuçta, Sovyet petrol endüstrisi merkezi planlı ekonomi ile bütünleşti.
2.Dünya Savaşı sırasında Azerbaycan, SSCB için ana petrol rezerviydi ve Sovyet ordusunun temel yakıt kaynağıydı. Aynı zamanda ülkede petrol çıkarımının %75″i, uçak yakıtı üretiminin %80″i çıkarılıyordu. 1949″da Hazar Denizi”nde kıyıdan 100 km uzaklıkta ilk kez kuyudan petrol elde edildi. 1965″te Azerbaycan çıkarılan petrolün yaklaşık %11″ini ve petrol endüstrisi için imal edilen malzemenin yaklaşık %46″sını temsil ediyordu. 1970″te bu petrol ticareti ile ilgili yapılan malzemenin üçte biri Azerbaycan”da üretiliyordu.[17] 1960″larda birlikte yeni petrol alanlarına yönelinmiştir.
1930″larda keşfedilen ikinci Bakü olarak bilinen Urallar”ın bütün bölümlerinde, Başkurdistan, Tataristan, Kuibyshev Eyaleti, toplam Sovyet petrolünün %72″sini üretmiştir. İkinci Bakü”nün petrolleri sayesinde Sovyetler, ABD”den sonra dünyada petrol üretiminde ikinci sıraya yükseldi ve büyük petrol firmalarının tekelini kırdı.
Savaş öncesi dönemde Kafkasya SSCB”nin ana petrol merkezi ise de, 1950″lerin başında bu rol, yavaş yavaş Volga Ural”a, yani ikinci Bakü”ye kaydı ve bu bölgenin gerilemesiyle, çalışmalar Sibirya”ya kaymıştır. Sibirya”da yapılan çalışmalar sonucu, 1978 “de Batı Sibirya”da SSCB” de üretilen toplam petrol toplamının %44″ü çıkarılmıştır.[18]
Artık Sovyetlerde, özellikle Kazakistan ve Azerbaycan”la birlikte, teknolojik kapasiteler devasa boyutlara ulaştı ve petrol hatları ağı, 66.5 bin km.ye ulaştı.
1990 SONRASI HAZAR PETROLLERİ
Transkafkasya bu yüzyılın başında geniş gaz ve petrol yataklarından dolayı emperyal güçlerin hedef alanı olmuştur. 19.yy”ın sonu ve 20.yy”ın başında Avrasya ve Transkafkaslardaki[19] büyük çıkar çatışmasına neden olan büyük oyuna benzeyen, yeni bir petrol oyunu, 1991″de Sovyetler Birliğinin çökmesiyle ortaya çıkmıştır. Bugünün çatışması, birçok devlet yada devlet olmayan aktörlerin petrol üzerindeki ekonomik ve jeopolitik çabasını kapsamaktadır.
Ekonomik ve siyasi olarak Sovyetlerin çökmesinin ardından birçok bağımsız devlet ortaya çıktı. Bu Doğu Avrupa”dan Çin sınırına, Sibirya”dan güney Asya”ya uzanan büyük bir coğrafyada kaosa neden olmuştur. Fiziki ayrımın ötesinde, Hazar bölgesi özellikle, dünyanın çok önemli jeopolitik merkezlerinden birindedir ve çalkantılı Kafkasya”dan Batıya, İran”dan Ortadoğu”ya ve güneye, birçok Orta Asya Cumhuriyetlerinden doğuya, çok duyarlı bir bölge durumundadır. Bölgesel jeopolitik açıdan Hazarın kontrolü ya da Hazarda serbest dolaşım, ciddi bir değer ifade etmektedir.[20]
Bugünkü çaba, Avrasya petrolleri için yapılan ekonomik, coğrafi ve güvenlik oyununun kompleksleridir. Hazarda büyük oyun olarak tanımlanan mücadelenin çıkışı ABD”li yetkililerde kızgınlığa yol açmıştır.[21] Bu 19.yy”ın sonundaki İngiltere ve Rusya arasındaki büyük güç mücadelesini akla getirmektedir. Washington”daki Johns Hopkins School of Advanced Internatıonal Studies”den Michael Mandelbaum, büyük oyunun imparatorluk dönemine ilişkin bir olgu olduğunu ifade ediyor. “”O dönem toprakların ve yerleşiklerin doğrudan kontrolü önemliydi. Bugün için bu önemli değildir.”[22]
Fakat büyük oyun vardır, ama farklı anlamlarıyla hazırdır. Moskova”da Carnegie Endowment for International Peace Center”da siyaset bilimcisi olan Michael McFaul, insanların doğu Avrupa”daki güvenlik düzenlemeleri konusundaki geçmiş kaygılar üzerinde odaklandıklarını belirtiyor. “Onlar geleceğe, boru hattı, Hazar”daki politikalar ve mülkiyet hakları gibi kaygılarla bakıyorlar. Rusya ve İran gelişen bölgede kontrol, en azından önemli paylar istiyorlar ve kendi topraklarından geçecek bir boru hattı istiyorlar.”[23]
Dünya ekonomisini gelecek yüzyılda besleyecek hayati ölçüde petrol ve gaz zenginliklerine sahip bu bölge 30-50 milyar varillik büyük bir rezervle Kuzey Denizi ve Alaska”nın kuzey bölgesi toplamından geniş varsayılmaktadır. Hazar denizi petrolü çoğunlukla Azerbaycan ve Kazakistan karasularında ve bunun yanında, Türkmenistan ve Özbekistan”dadır. Bu geniş enerji kaynaklarının kontrolü ve batıya ve tüketimin yoğun olduğu dünyanın diğer bölgelerine, Uzak doğu gibi, taşınması soğuk savaş sonrası dönem için hızla ana sorun haline gelmektedir. Yüzyılın başındaki mücadeleye bugün jeopolitik ve petrol dahil edilmektedir.[24]
Bölgedeki hassas dengelerle birlikte dünya, kan ve para içindeki bir talihe büyük paralar harcamakla, doğal kaynakların çıkarımı işbirliği arasında bir seçenekle karşı karşıyadır. Bölgesel çatışmalar, 21.yy”da dünyanın, ve özellikle Batı”nın gereksinim duyacağı gazı ve hayati enerji kaynaklarının rotalarını tehlikeye sokma riski taşıyor. Çeçenistan”daki iç çatışmalar, Azerbaycan-Ermenistan çatışması, Gürcistan”daki çatışmalar, ki bunlarda Rusya”nın dolaylı da olsa etkisinin olduğuna bölge devletleri inanmaktadır, hep petrol boru hatları ve bölge üzerindeki kontrole kadar uzanmaktadır.[25]
Her biri kendi dış sermaye birikimini maksimize etmeye çalışan, zengin doğal kaynaklara sahip, beş kıyıdaş devlet vardır. Sonuç, kıyıdaş devletlerle, çok uluslu geniş yapılı şirketlerin çekişmesi ve çıkarların gerektirdiği Hazar meyvesinin güvenceye alınması mücadeleleridir.[26]
Bu büyük oyunun başlıca tarafları, enerji kaynaklarının güvenceye alınması ve güvenli ellerde bulunması çıkarını gözeten ABD ve Batı, etnik ve kültürel açıdan yakın devletler olduğu bilinen bu zengin doğal kaynaklara sahip Türk Cumhuriyetleriyle ilişkileri geliştirme hedefi güden Türkiye, bölgenin siyasal kararlarında etkin olabilecek Rusya ve İran, ve enerji tüketiminde önde gelen, uzak doğu ülkelerinden, bölgedeki yatırımlarda göze çarpan Japonya ve Çin.
SONUÇ
Dünya birincil enerji üretiminde fosil kaynaklar daha uzun süre önemini koruyacaktır. Önümüzdeki yıllarda fosil kaynaklara olacak ihtiyacın %3.1 civarında olacağının öngörülmesi petrol ve gazın öneminin artarak devam edeceğine işaret etmektedir.
1990 yılında Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla yeniden gündeme gelen hazar petrolleri gerek petrol boru hatları, gerekse stratejik önemiyle küresel ve bölgesel aktörlerin iştahını kabartmaktadır.
Özellikle son yıllarda oluşumu hızlanan çok kutuplu dünyada küresel kutupların güçlerini belirleyecek olan petrol alternatifi oluşana kadar siyaset terazisinin en büyük kozu olmaya devam edecek gibi gözüküyor.
[1] Newsweek February,3,1992 [2] TİKA Avrasya Dosyası Bülten’i sayı 116, Mart 99/2 [3] Necdet Pamir “Avrupanin ve Turkiyenin Kafkasya., Orta Asya ve Orta Doguda Ortak ilgi alanlari” uls. Sempozyum13-14 Kasim 2000 Ankara [4] Orta Asya ve Hazar Denizi Petrolleri uzerinde poker oyunu, Mehmet Binay, 28 Mayis 1996 Frankfurt [5] Necdet Pamir A.g. sempozyum [6] Caspian Oil and Gas: The Supply Potential of Central Asia and TranCaucasia;IEA Report, 1998 [7] Rosemarie Forsythe; The Politics of Oil in the Caucasus and Central Asia; Mart 1996 [8] T.Adams,Gregory Rich;Great Power Politics and the Azerbaijan Pipeline: An Update; Special Policy Forum Report; The Washington Instute for Near East Policy;Feb.24,1997 [9] Necdet Pamir A.g.m [10] Orta Asya ve Hazar Denizi Petrolleri uzerinde poker oyunu, Mehmet Binay, 28 Mayis 1996 Frankfurt
http://www.turkiye.net/mbinay/news/analiz2.html
[11] Natik Aliyev, “The History Of Oil In Azerbaijan”, Azebaijan International Magazine(AIM) [12] Aliyev, AIM (2-2) Summer 199412 Petrol endüstrisi Bakü”nün şehir olarak mimarisini de etkilemiştir. Şehircilikte, sosyal tesisler, parklar, istasyonlar ve petrol önderlerinin aralarında yaptıkları rekabetle lüks mekanlar ortaya çıktı. a.g.m. AIM(2-2) Summer 1994.
[15] Aliyev, a.g.m., AIM(2-2) Summer 1994 [16] Rasul Gouliev, Petrol ve Politika, İstanbul 1997, s.34 [17] Standart Oil 1935″e kadar, Japon firmaları da 1944″e kadar bu ayrıcalıklarını sürdürdüler. [18] Gouliev, a.g.e., s.37 [19] Transkafkasya (Trans-Caucasus, Trans-Caucasia), Hazar denizi ve Karadeniz arasında çapraz uzanan Kafkas sıradağları bölgesinde bulunan Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan Cumhuriyetlerini içine almaktadır. [20] a.g.e., s.40 [21] Clive Schofield; Martin Pratt, “Claims to The Caspian See”, Jane”s Intelligence Review, February 1996 [22] Time, 29 June 1998 [23] Time, 29 June 1998 [24] Time, 29 June 1998 [25] Time, 29 June 1998 [26] Ariel Cohen, “The New Great Game; Pipeline Politics In Eurasia”, Caspian Crossroad (CC), Vol. 2, no. 1, Spring-Summer 1996. İnternetten alınmıştır.